İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 12’nci gününde. Bugünkü duruşma mağdur ailelerin ifadeleri ile devam ediyor. Eşinin ve çocuğunun 3 gün yoğun bakımda kaldığını söyleyen Mehmet Hanefi Kaya, “Çocuğun çok iyi olduğunu söylediler. Ne olduysa, gece 2’de çocuğumun vefat ettigi söylendi. Morgda çocuğumu biskuvi kutusunda verdiler.” diyerek yaşadıklarını anlattı. NTV muhabiri Baran Bila duruşmadan ayrıntıları aktarıyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmaya, organize suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar ile bir kısım müşteki ve tarafların avukatları katıldı.Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği duruşmanın yapıldığı salon ve önünde, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
18 Kasım’da başlayan, 22’si tutuklu 47 sanığın savunma yaptığı duruşmada, müştekilerin beyanları alınıyor.Duruşma maktul bebek Kerem Muhammed Tokluoğlu’nun babası ve annesinin beyanlarıyla başladı.
Mağdur baba Mustafa Mevlüt Topluoğlu ifadesinde yaşadıklarını anlattı. Yenidoğan çetesinden şikayetçi olduğunu belirten Topluoğlu, “Bize doktorumuz tavsiye etti. Avcılar Hospitali tercih ettik. İkiz bebek bekliyorduk biri yaşıyor, biri vefat etti. Ne olduysa içeride oldu. Yaşayan çocuğumuz da 15 gün yoğun bakımda kaldı.” diye konuştu.Hastanenin bebeklerinin öldüğünün haber vermediğini ileri süren anne Esra Topluoğlu da “Benim bebeğimin bilindik bir şikayeti vardı. Ama öĺecek denmedi. Eşim hastaneye gitti bebeğin öldüğünü öğrendik. Yoksa bize kimse bilgi vermedi.” sözleriyle yaşadıklarını anlattı.Ölen bebekte böbrek rahatsızlığının 5. ayda teşhis edildiğini söyleyen Topluoğlu çiftinin avukatı, “Bebeğin yaşama ihtimali vardı. Sezeryan olduğu için hastane hazırlıklı olmalıydı. Baba, bebeğin fotoğrafını çekmek istediği zaman, öldüğünün haber alıyor. Yenidogan şartları yerine getirilmedi.” dedi.Esenler Güney Hastanesi’nde vefat eden bebeğin babası Mehmet Hanefi Kaya, yaşadıklarını anlattı. Eşinin aniden tansiyonunun yükseldiğini ve yer olmadığı için özel hastaneye sevk edildiklerini söyleyen Kaya, “Hastaneye gider gitmez 8 bin TL ödeme lazım dediler. 4 bin lirayı elden verdim, 4 bin lira kredi kartından verdim.” dedi. Eşinin ve çocuğunun 3 gün yoğun bakımda kaldığını söyleyen Kaya, “Ben çocuk doktoru görmedim bu süreçte. Songül hoca çocuğun çok iyi olduğunu söyledi. Ne olduysa gece 2’de çocuğumun vefat ettigi söylendi. Morgda çocuğumu biskuvi kutusunda verdiler.” diye konuştu.Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı’nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı belirtiliyor.İddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK’den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı bildirilen iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede belirtiliyor.İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6’şar aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. 8’i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.İddianamede, “dolandırıcılık” suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.Soruşturma kapsamında İstanbul’da 9, Tekirdağ Çorlu’da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E’yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.