Edirne’nin nehirlerinden sevindiren haber: Debisi 3 kat attı

Edirne’de kuruma noktasına gelen Tunca ve Meriç nehirlerinin debileri, aralık yağmurları sonrası yaklaşık 3 kat arttı. Nehirlerin debisinin artmasına rağmen barajların doluluk oranında değişiklik olmazken uzmanlar bu durumu kuraklıktan dolayı toğrağın suya aç olması olarak değerlendiryor.

Edirne’de yaz aylarının yağışsız geçmesi ile oluşan aşırı sıcaklar, beraberinde kuraklığı da getirdi.Kuraklığın etkilediği bölgelerde ayçiçek üreticisi verim kaybı yaşarken, Meriç ve Tunca nehirleri de kuruma noktasına geldi.Nehirlerin geçtiği bölgelerdeki çeltik tarlalarında dönüşümlü sulama yapılırken, bölgede yağışsız hava sonbaharda da sürdü.Üretici, ekim ve kasım aylarında da buğdayını kuru toprağa ekti. Aralık ayındaysa bölgeye metrekareye 120 kilogram yağış düşerken Bulgaristan’daki yağmur ve kar yağışlarıyla birlikte Meriç ve Tunca nehirlerindeki debiler arttı.Devlet Su İşleri (DSİ) 11’inci Bölge Müdürlüğü verilerine göre; Tunca Nehri’nde geçen yılın aynı dönemi 3 metreküp/saniye olan debi 8 metreküp/saniyeye, 37 metreküp/saniye akan Meriç Nehri’nde ise 96 metreküp/saniyeye çıktı.Son yağışlarla kentteki nehirlerde artış gözlenirken, barajlardaki doluluk oranıysa geçen yılın aynı dönemine göre düştü.DSİ verilerine göre; geçen yıl 3 Ocak’ta yüzde 44 doluluk oranına sahip bölgedeki 14 barajda, bu yılın aynı döneminde doluluk oranı yüzde 41 olarak ölçüldü.Edirne Genç Çiftçiler Derneği Başkanı Egemen Ilgın, özellikle ekim ve kasım aylarının yağışsız geçtiğini söyledi.
Ilgın, “Kasım-aralık ayında özellikle kasım ayında ciddi bir kuraklıkla karşı karşıyaydık. Yaz ayında da bir kuraklık vardı ancak sonbahar yağmurlarını bekliyorduk. Bu sene kasım ayında Edirne, en az yağmur olan iller arasında oldu; hatta birinci oldu. Geçen seneki kasım ayına göre, yağış oranımız yüzde 71 oranında daha düşüktü.” dedi.”Dolayısıyla ekimlerimizi kurak alana yaptık.” diye konuşan Ilgın, “Toprak işlemelerimizi de iyi bir şekilde yapamadık. Bu yağmurlarla birlikte hem sıcaklıklar düştü hem de yağmurun etkisiyle tarlalarımızdan zararlılar gitmeye başladı. Doğal bir yöntemle zararlardan da korunmuş olduk. Aslında doğanın dengesi, ekolojinin dengesi, sağlıklı bir şekilde işlese gördüğünüz gibi dışarıdan tarım ilacına falan da gerek kalmayacak” dedi.Nehirlerdeki su seviyesinin artmasına rağmen aynı artışı barajlarda göremediklerini belirten Ilgın, “Son günlerde, yılbaşından önce de yağmurlarımız düştü önemli bir miktarda, nehirlerimizin debisi yükseldi. Ancak barajlarımızda ciddi bir su artışı göremiyoruz.” dedi.Bu durumun nedenini toprağın suya aç kalmış olması olarak açıklayan Ilgın, “Belirli bir miktar suyu ilk önce toprak kendisi çekiyor; daha sonra ancak toprağın üstünde su kalmış oluyor. Mesela Süloğlu Barajı’nda maalesef halen istenilen bir su seviyesi görülmüyor. Şu an yağmur yağsa nehirlerimizin debisi de artsa, bu su akıp gidiyor. Bunu tarımda, tarımsal sulamada kullanamayacağız. Şu an su kullanımının yüzde 74’ü tarımda, yüzde 15’i evlerde, yüzde 11’i de endüstri ve sanayide kullanılıyor. Tarımsal sulama çok önemli. Bunun için sulama yatırımlarının artması gerekiyor.” diye konuştu.Yağışların dengesiz dağılımının, hızlı buharlaşmaya ve beraberinde ciddi oranda kuraklığa neden olduğunu kaydeden Ilgın, şöyle devam etti:
“Yağmurun normal koşullarda yağması, taşkın boyutuna varmayacak şekilde yağması, her zaman için olumlu bir şeydir. Hani bizim günlük dilimizde de kullanırız. Yağmur demek, bereket demektir. Yağmurun yağması, çiftçiyi her zaman motive eder. Çiftçi yaz-kış yağmur yağdığını gördüğünde bir motive olur, veriminin artacağını düşünür, işine daha iyi sarılır. Tabii ki yağmurların yağmasını olumlu karşılıyoruz. Önemli olan bu yağmurun, özellikle kış döneminde yağan yağmurun su miktarının tutulması ve bunun yaz döneminde kullanılması. Şimdi maalesef ki kuraklık ve küresel iklim krizi nedeniyle mart ayından itibaren tekrar bir kuraklıkla karşı karşıya kalacağımızı uzmanlar zaten ifade ediyorlar. Buna yönelik önlemleri ne kadar çok alırsak, yaz döneminde o kadar çok rahat ederiz ve yağmurun faydasını çiftçi o dönemde görür.”

Yorum yapın