Son günlerde gençler arasında yayılımı artan kolon kanseri vakaları, dünyadaki birçok sağlık otoritesinin gündeminde. Uzmanlar, bağırsak kanserine genellikle aşırı antibiyotik kullanımı ve işlenmiş gıda tüketiminin neden olduğunu düşünse de, kanserin ortaya çıkışında daha birçok farklı etken bulunabiliyor. Birleşik Krallık’ta yaşayan Zoe Gardner-Lawson, kolon kanseri belirtilerinin ilk etapta doktorlar tarafından böbrek taşı sanıldığını belirterek, herkesi ölümcül hastalığın semptomlarına karşı dikkatli olmaya çağırdı.
Berkshire bölgesinde yaşayan 3 çocuk annesi Zoe Gardner-Lawson, 2024 yılının Ağustos ayında şiddetli sırt ağrıları yaşamaya başladı. Hemen hastanenin yolunu tutan 36 yaşındaki kadına, ağrılarının azalması için antibiyotik verildi. Ancak ağrı haftalar sonra karnına da yayıldı. Doktorlar, genç kadında böbrek taşı olabileceğinden şüphelendi ancak daha sonra yapılan vücut tomografisi sonucunda, bağırsaklarda 5 cm’lik bir tümör tespit edildi. Bu tümör, karaciğerine ve diğer organlara yayılmıştı ve kolon kanseri, 4. evredeydi.Geçtiğimiz günlerde 5. kemoterapi seansını geçiren Gardner-Lawson, bağırsak kanseri taramaları için yaş sınırının en az 30’a çekilmesi gerektiğini savunuyor. ”Doktorlar, şimdilik en fazla 4 yıl daha yaşayacağımı söylüyor” diyen Lawson, herkesi bu konuda dikkatli olmaya çağırıyor.Son dönemlerde 50 yaş altı yetişkinlerde, kolon kanseri vakalarında ciddi bir artış yaşanmaya başladı. Bilim insanları, bu artışta aşırı işlenmiş gıdalar, antibiyotik kullanımı ve çevresel faktörlerin etkili olabileceğini savunuyor.Kolon kanseri, kalın bağırsağın (kolon) iç yüzeyinde başlayan kanserli hücrelerin oluşturduğu bir tümördür. Genellikle yavaş ilerler ve başlangıçta belirgin bir semptom göstermez. Kolon kanseri, dünya çapında en yaygın kanser türlerinden biridir ve genetik, çevresel faktörler, diyet ve yaşam tarzı gibi birçok faktör tarafından etkilenir. Kolon kanserinin risk faktörleri arasında obezite, düşük lifli beslenme, sigara içme ve alkol tüketimi yer alır.Kolon kanseri genellikle erken evrelerde belirti vermez. Ancak hastalık ilerledikçe bazı belirtiler ortaya çıkabilir. En yaygın belirtiler arasında bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler, karın ağrısı ve şişkinlik, dışkıda kan veya dışkının renginin koyulaşması, açıklanamayan kilo kaybı ve yorgunluk yer alır. Bu semptomlar diğer sindirim problemleri ile karışabileceği için erken tanı zordur. Bu nedenle düzenli kontroller önemlidir.Kolon kanserinin tanısı genellikle klinik semptomlar ve çeşitli testlerle konulur. Dijital rektal muayene ve kolonoskopi gibi yöntemlerle kolonun iç yüzeyi incelenir. Kolonoskopi sırasında alınan biyopsi örnekleri, kanser hücrelerinin varlığını doğrulamak için mikroskopla incelenir. Ayrıca kan testleri, görüntüleme yöntemleri (BT ve MRG gibi) ve genetik testler de tanı sürecinde kullanılır. Kolon kanseri, genellikle iyi huylu poliplerin kansere dönüşmesiyle gelişir, bu nedenle düzenli taramalar kanserin erken tespitinde büyük rol oynar.Kolon kanseri, erken evrede tespit edilirse tedaviye daha duyarlı olabilir ve başarı şansı artar. Bu yüzden, özellikle risk altındaki kişilerde düzenli tarama testleri yapmak önemlidir. Ailede kolon kanseri öyküsü, genetik yatkınlık ve yaşam tarzı faktörleri tarama sıklığını etkileyebilir. Erken tanı ile kanserin ilerlemesi engellenebilir ve hastaların yaşam kalitesi önemli ölçüde iyileştirilebilir.