NASA astronotu Frank Rubio, tarihe geçen 371 günlük uzay macerasının ardından Dünya’ya döndü ve uzayda geçirilen uzun sürenin insan vücudu üzerindeki etkilerini anlattı. ABD’li bir astronotun uzayda kaldığı en uzun süre olan bu rekor, bilim dünyası için önemli bir dönüm noktası. Ancak Rubio’nun deneyimleri, uzayın insan bedeni üzerindeki acımasız etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi.
Uzayda bir yıl geçiren NASA astronotu Frank Rubio, Dünya’ya döndükten sonra, yerçekimsiz ortamın insan vücudu üzerinde bıraktığı etkileri anlatarak bilim dünyasını bir kez daha şaşırttı.Rubio’nun UUİ’ye (Uluslararası Uzay İstasyonu) yaptığı bu görev başlangıçta altı ay sürecekti. Ancak planlar değişti ve Rubio, yerçekimsiz ortamda bir yılın üzerinde süre geçirdi.
Yerçekiminin yokluğu, kas kütlesi kaybı, kemik yoğunluğunda azalma ve denge sorunları gibi birçok fiziksel zorluk yarattı. Uzmanlar, bu tür etkilerin genellikle görevin ilk dönemlerinde başladığını ancak zamanla azaldığını belirtiyor.27 Eylül 2023’te sabah saatlerinde Dünya’ya iniş yapan Rubio, yeryüzündeki temel hareketleri bile yeniden öğrenmek zorunda kaldı. Baylor College of Medicine’dan Dr. Jennifer Fogarty, bu sürecin fiziksel olduğu kadar zihinsel açıdan da zorlayıcı olduğuna dikkat çekti.Uzayda uzun süre kalan astronotlar, yalnızca fiziksel değil, nörolojik değişimlerle de karşılaşıyor. Uzay Uçuşuyla İlişkili Nöro-Oküler Sendrom (SANS) olarak bilinen durum, gözlerde ve beyinde yapısal değişikliklere yol açabiliyor. Ayrıca kapalı ve izole bir ortamda yaşamak yorgunluk, stres ve uyku kaybını tetikliyor.Dr. Fogarty, NASA’nın bu tür etkileri öngörerek astronotları eğittiğini ve onların sağlığını korumak için sürekli araştırmalar yaptığını belirtti: “İnsanları uzaya göndermeden önce onların en iyi fiziksel ve zihinsel durumda olduklarından emin oluyoruz. Ayrıca uzayda yaşam ve çalışma koşullarını optimize etmek için sürekli iyileştirmeler yapıyoruz.”Rubio, uzaydan dönüş sonrası dört ayını iyileşmek ve günlük hayata yeniden adapte olmak için harcadığını söyledi. Time dergisine verdiği röportajda şu sözlerle süreci anlattı: “Uzaya inanılmaz derecede hızlı adapte oluyorsunuz ama Dünya’ya yeniden uyum sağlama süreci beklediğimden daha uzun ve zorlu geçti.”